Ne yapabilirsiniz ki cennetini yüreklerinde taşıyanlara… “Ateşin sahipleri” ne yapabildi ki… Hiçbir şeyinize ortak yapamayacaksınız yarının aydınlık yüreklerini… Soygunlarınıza kutsal idoller giydirip üzerimizde korku heyulaları estirdiğinizde sandınız ki yok olup gideceğiz. Etiketten başka bir şey değilsiniz… Kazındığında kasılmış karanlıktan başka neyiniz çıkar altından. Kendi ülkemizde üçüncü sınıf insan muamelesi görmek gücendirmez bizi. Çöreklendiğiniz sayfiye yerlerine ” Köpeklerin ve başörtülülerin girmesi yasaktır!” afişlerini asmanız inciltmez. Bilim hokkabazlığı yapmaktan başka bir işe yaramayan kiliselerinizden, üniversitelerinizden aforoz edilmek dokunmaz bize. Milli sınırlar içinde vatanı bölünmez bir cinnet yapmanız da.Kaos ve karmaşa yağlı enselerinize yeni katmanlar katmak için en çağcıl yöntemdir. Ama biz sakiniz. Bu toprakla yürek yüreğe verdik seyrediyoruz olan biteni. Seyrediyoruz efendilerinizin önünde sergilediğiniz aşağılanmayı ve sefaleti… Kimmiş şimdi ” iktidara sahip olup gaflet, dalalet hatta ihanet içinde olanlar…” Kimmiş ” Şahsi emellerini müstevlilerin şahsi emelleriyle tevhid edenler…” Bunu çok iyi biliyoruz. Ne yapabilirsiniz ki cennetini yüreklerinde taşıyanlara… Sürgünü hicret, hapsedilmeyi halvet ve öldürülmeyi şehadet belleyenlere… İşte hala buradayız ve tüm mevsimler bizi soluyor…

Önceki İçerikSiyah Ve Beyazın Güncesi
Sonraki İçerikBir Savaşçıdır Kalbim!