“Kalbi sökülmüş bir çağın”; Aklı, hisse senetleri, borsa spekülasyonları, döviz pariteleri, repo faizleri, devlet tahvilleri ve beyaz camın renkli görüntüleri abrasında gidip gelen bir zamanın ortasında buluverdik kendimizi. Üstümüzdeki jeopolitik, stratejik, reel politik hesapların, koyu soysuzluğuna karşı verilebilecek soylu bir yanıttır belki bizden beklenen. İçimizde her daim devingen bir çırpınıştır dayatmaya, oportinizme, kaypaklığa ve ihanete karşı duruşumuzda, sığındığımız kadim işaret; “Yüreği ile Akletmek!” Kendilerini modern ve ileri ve üstün ve dokunulmaz statüde görenlerin hiçbir şekil ve zeminde, düşünce dünyalarında karşılığı olmayan bir şeydir bu. Çünkü ruhunu ve onurunu aşağılığa ve bayağılığa ve tahakküme satmamış bir mevziden tarıyoruz tüm sevecenliğimiz ve içtenliğimizle Dünya’yı. Her dem sınanma, kapıldığımızı her umutsuzlukta rahmet sağanağında durulma, hep diri bir bilinci ayakta tutma bizlere ulaşmış kutlu bir mirastır. Şairin mısralarındaki gibi

“bizimde haberlerimiz vardır sevdiğim.
ikimizin arasında
bütün kardeşlerimizin başı
bağlıdır ona
ve bizim…
çünkü bizim haberlerimiz vardır sevdiğim
sağlam ve sadık
tutunur dağ aşarız yardımıyla
tutunur bileniriz
tutunur silme insan olan künyemizi
yâr kılarız sevdasına”

   Tarih boyu mazlumların sığınağı olan bir ülkeden, her yanı mazlumlara dar edilmeye çalışılan bir ülkeye doğru sürükleniş devam ediyor. Yıllarca milleti inim inim inleten enflasyon, işsizlik, yoksulluk ve benzeri ağır sorunlarla mücadele etmekten aciz bir sistem, medya çapulcularını da yanına alarak, inanmak ve inandığını yaşamak isteyenlere karşı “topyekün savaş” çığırtkanlığı yapabiliyor. Her şehrinde birkaç mafyanın cirit attığı, bürokrasisinde rüşvet, iltimas ve soygunun otağ kurduğu, uyuşturucudan cinayetlere kadar çeteleşmenin ortalığı kasıp kavurduğu bir ortamda, özgür, adil ve insanca bir yaşam isteyenlere karşı sürek avına girişebiliyor. Birileri Hitler’in ruhunu çağırma seanslarını sürdüre dursun şiir doğal menzilinde akıyor, umutları diri tutuyor:

“Ses yükseldi:
Şiğiir!
Kıt’a dur!
Halk baktı sesin yönüne.
Tın madı
Şapka düşmüştü bir kez
Trap, trap.
Par ladı
Yeniden şiir
Yürüdü Öz göğsünde halkının.
Ah,
ne hoştur şimdi hanımelleri
hele erguvanlar altında boğaza karşı
Elif cüzüyle koşan çocuklar
Şiğiir!
Kıt’a dur!
Durur mu hiç şiir?”

Saygıdeğer Okur!
Ülkemizin değişik bölgelerine ulaşan dergimize çoğunluğu olumlu olan eleştiriler aldık. Bizleri arayan ve çeşitli değerlendirmelerini bildiren dostlarımıza teşekkür ederiz. Dergi, hür tefekkürün kalesidir, der Cemil MERİÇ. Erdem ve umut ile vefa ile cesareti ve sabır ile tahkim edilmiş bir kale. Bu bağlamda ülkemizi düşünenler için toplama kampı haline getirmek isteyenlere inatla sööööööorunlarını özgürlük ve adalet taşlarıyla yükselteceğimiz bir kale.

“Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Mutlaka her zorluktan sonra…”

Önceki İçerikSeyir Defteri: Söz 5
Sonraki İçerikSeyir Defteri: Söz 3