Melon şapkalı ve papyonlu “ciddi” adamlar Ucu görünmez salonda, paha biçilmez kristal avizelerin altındabirbirlerine yapay gülümsemeler fırlatıyorlar. Melon şapkalı ve papyonlu “ciddi” adamlardan Türk olanı” İyi gider bilirim ” diyor, votkayla Rus havyarı; Ama ben rakıyı tercih ederim… “Ne de olsa milli!”Millidir bizim baylar “Ülkenin bölünmez bütünlüğüne” gömdüklerinde kafalarını! Dansa kaldırdıklarında, çıtkırıldım kavalyelerinin her dönüşleridünya barışına ulvi katkılar sağlar… Deodorant ve parfümle karışık tuzlu terler birikir fıraklarının yakalarında ” komşularımızla iyi ilişkiler ve karşılıklı menfaatler adına…”Her şey halledilmiş ve pürüzler giderilmiş olarak anlaşmalar dökülünce beyaz sayfalara…Gönül huzur içerisinde herkes çekilmiştir artık kendileri için ayrılmış süit odacaklarına…Tarih, onur ve vefa karantina altındadır nasıl olsa……

Bir başka yerinde yeryüzünün,Karanlık aydınlığa gebe kalmaktadır oysa… Ve bunu kimse fark etmez seherin nabzını tutanlardan başka…Bir melek dokunur, parmağı tetikte bir Çeçen savaşçısının sağ omuz başına. Düşlerini kanatlarına yatırmış bir kartal havalanır yüreklerin şahikasına o an. Ve Şeyh Şamil’in ruhu rüzgarlarla el ele verip Kafkas dağlarını aşarak, Rus ayılarıyla koyun koyuna cilveleşen papyonlu ” millilerimizin” rüyalarını basmaya gelir.

Önceki İçerikKuklanın Mevsimi Olmaz
Sonraki İçerikMevsimlerle Gelen