SÖZÜN KALBİ*
Ey aklı başında olan kimse! Senden korkandan kok. Hatta cenkte onun gibi yüz kişiyle başa çıkabilecek bir kudrette olsan bile yine de kork. Görmüyor musun ki, kedi aciz kalınca pençesiyle kaplanın gözünü oyar. Yılan neden çobanın ayağını sokar? Çünkü, ”Bu adam benim başımı taşla ezecektir”, diye korkar.
Ey elinin altındakileri inciten iktidar sahibi adam! Bu hal bakalım ne kadar sürer? Hükümdarlık senin nene lazım? Halka zulüm edeceğine ölmen daha iyidir.
Ey karnı tok insan! Arpa ekmeği senin hoşuna gitmez. Halbuki sana çirkin görünen o şey benim sevdiğimdir. Cennet hurileri için A’raf Cehennemdir. Cehennemdekilere sorsan A’raf, Cennet’tir, derler.
Ey fakir! Feleğin devrinden şikayet etme. Eğer bu hal üzere (şükretmeyip) ölürsen halin yamandır.
Ey zengin! Mademki bugün mes’udsun, geçimin yolunda ve her şey arzu ettiğin gibidir, dilediğin ve istediğin gibi yaşıyorsun; o halde ye ve yedir ki, hem dünyayı ve hem de ahireti kazanabilesin.
Ey gayb hazinesinden putpereste de ateşpereste de rızık veren Allah’ım! Sen ki, düşmanlarını bile gözetiyorsun, dostlarını hiç mahrum bırakır mısın?
A kardeş! Bugün söz söylemek mümkün iken söyle, tatlı tatlı konuş. Zira yarın ecel habercisi ve emir kulu (Azrail a.s) gelince haliyle dilini tutacak ve tabiatiyle susacaksın.
Ey bülbül! Sen baharın müjdesini getir. Fena haberi, baykuşa bırak.
İki kimse memleketin ve dinin düşmanıdır. Biri halim ve selim olmayan öfkeli padişah, ötekisi de ilimsiz, cahil, sofu.
Sırını dostlarına açma. Ne bilirsin, belki de bir gün gelir sana düşman olur. Elinden gelen her fenalığı düşmanına yapma. Çünkü bir gün gelir onunla dost olabilirsin. Gizlemek istediğin bir sırrın varsa onu ortaya dökme ve birisi senin mutemedin bile olsa ona açma. Çünkü kimse senin sırrını senden daha iyi saklayamaz. Senin sırrına kimse senden daha müşfik ve daha emin olamaz.
Üç şey sürekli kalmaz. 1- Ticaretsiz mal 2- Tekrarsız bilgi 3- Cesaretsiz iktidar
Ömrünü boşuna geçiren bir insan, hiçbir şey satın almayıp altınlarını sokağa atmış, demektir.
Akıllı kimsenin yanında susmak, edeb icabıdır ve terbiye böyle gerektirir ama, yeri gelmişken sözü söylemeli. İki şey akıl hafifliğidir: Birincisi konuşulacağı ve söylenileceği vakit susmak, öbürü de susmak icab ettiği zaman söz söylemek.
Kavga ettiğin zaman öyle birisiyle kavga et ki, ne ona ihtiyacın, ne de ondan korkun olsun.
Bir demetçik gül ne işe yarar? Gel de benim Gülistan’ımdan bir yaprak al. Bahçedeki gülün ömrü beş- altı günlüktür. Fakat benim bu Gülistan’ım daimidir. Her zaman hoştur. Solmaz ve sararmaz. Ömrü öyle geçici değildir. Her zaman ter ü tazedir.
Gün görmüş, tecrübeli, hikmetli, olgun ve iyi yetişmiş bir ihtiyar ilk önce düşünür, sonra söz söyler. Sen de düşünmeden söze başlama. İyi konuş, geç konuşsan da bir ziyanı yok. Düşün, sonra laf et. Gereken kadar konuş. Başkaları seni susturmadan sen susmasını bil. İnsanlar, konuşmalarıyla hayvanlardan üstündür. Ama şayet iyi ve doğru bir söz söylemezsen hayvan senden daha üstün sayılır.
*Sadi Şirazî

Önceki İçerikİstikamet : 96
Sonraki İçerikİstikamet : 98