YAZAR | NEVZAT ONMUŞ

Kaşları alınmış bir dünya bize kalan. Görüntü ve gürültü bombardımanı yani ötesi değil.Ucuza gidecek biliyorum bu pazarda ömrümün anlam haritası. Acemi berberlerden sakındığım saçlarım, birkaç eylül yazısı, ‘Kıbrıs Hatırası’ türünden birkaç eşya, kalbimde cemresi birkaç iyi insanın, sahil yürüyüşlerimden bir avuç yakamoz, birkaç martı çığlığı, birkaç karabasan sonrası rahatlığı, hepsi hepsi ucuza gidecek. Sonradan sahaflardan ucuza kapattığım birkaç iyi kitaptan altı çizili satır, sıkı adamlardan bellediğim birkaç yalancı nâra ve hatta kahraman aşklar kitaplardan aşırdığım göz kirası kabili, aşklar evet onlar da haraç mezat gidecek bu pazarda. Yoruldum tüyleri yolunmuş bu çağdan. Ve kovdum gözlerimden yalancı perileri. Mavi gözlü kentleriniz mi, onlar da sarmıyor artık; kafeteryalar, aptal vitrinler, salak sendikalar, parti amplemleri ve rayihası gülüşlerinizin boşluğa sırıtkan rengiyle el eden, hapşırsam ödü kopacak yasalarınızın.Kırdım yaşamak dersini,uzandım yasak kentlerine aşkın, kazık sınavlarınızdan sınıfta kaldım bir bir , yalancı memelerdi ağzıma çaldığınız ideolojiler; ilk gençlik günlerimin şekersiz çayları.

Gidiyorum, çantamda kalbimin kuşları, buğulu gözleri yoksul çocuklarının. Mekan tuttum haberi yok, sevgilinin gözbebeği köprü altı meskenim. Ah Tanrım! Julia Roberts’ın dudakları niçin bu kadar güzel, niçin yıldızlar ağlamayı beceremez geceleri. Ah benim evcil yalnızlığım, ah aklı karışıklığım, savrukluğum, sarsak kalbim, çingene bilincim, okunmamış muskalarım… bana aşk dokundu galiba. Galiba dünya dönmüyor sahiden.İyi bir ölüm şimdi; Tanrım eylül’de iyi bir ölüm ne kadar yakışırdı bana…

Önceki İçerikGözlerin İçin Yazılmış Bir Masaldır Ömrüm
Sonraki İçerikBirazdan Boşluğun Yüzünü Silecek Ellerin