mahremim ol ey güvercinlerin yıkadığı şafak
yüzüme kapadığım menkıbeler yoruldu
yağmurda ıslanmakta bile acemiyken üstelik
ermişlerin duasında bana yer yoktu
caddeler istavroz çıkarıyor
kişi başına hijyenik bir aşk
ve ellerimde ölü mahyalardan hırsızlama hurufat
tekil cümleler kurdum acılara tutumlu
sonra kuşlar birikti
düşe kalka birikti
ince kırık çizgilerine yaslanıp bir minyatürün
yol ayrımında hatırladım ismimi
bütün o kabile dansları kırık dökük totemler
burada işte
bu batık gemi enkazında
gökyüzünden şiir sağılmaz artık kıyamet hariç
bundan böyle yalpalar mevsimle
aşkın sırça mabedine kan kusturan berzahtan
benim kalbim mürüvvetsiz ve bir başına geçer
kim kaldı ki bu şehirde rüyası hayra alamet
lanetlenmiş karanfil bir de çocuklar elbet.