Yolcu’nun 99. Yürüyüşü: “Allah’tan Başka Galip Yoktur!”

12

yolcu-sayi-99
Yoldakiler:
*ömer idris akdin *cahit koytak *faik öcal *aykağan yüce *banu özbek *duran çetin *ömer vural *mehmet aycı *ismail delihasan *davut güler *ismail aykanat *faik öcal *mustafa everdi *mustafa uçurum *mehmet şamil *çağatay hakan gürkan *recep şen *yaşar bedri özdemir *furkan demir *murat sayımlar *lütfi bergen *bülent sönmez *mehmet özger *bünyamin Doğruer *erdem kıralı *hikmet kızıl *naman bakaç *mustafa ışık *mesut yokuş *ulus çeliker *mehmet zeki dinçarslan *fatih tezce *akif dut *şevket hüner *arif arcan *ilyas sucu *ali fırat *ali korkmaz

*Ömer İdris Akdin Seyir Defteri’ne yazdı:
“Nereye dokunsan kandan bir iz taşıyan ellerini bu coğrafyanın kaderi olarak belletmek isteyenlerin tedrisine kulak asmayacaksın. Çünkü karanlığa en koyu karanlığa yaklaşıyorsun. Biraz daha acı örselenmiş ruhuna daha fazla zarar veremeyecek. Doğudan yükselen ışığın en son noktası sende mukim. Ötesi yok. Ötesi Yec’üc Mec’üc. Ötesi kirli angarya. Ötesi Cehennem’in dibi!”

*Banu Özbek; Roma filmini irdeledi:
“Tarih olarak 1970- 71 yılları Meksika’sında geçen film, dönemin siyasi olaylarını, sınıfsal hiyerarşiyi, günlük hayatla iç içe işler. Filmin isminin “Roma”, mahallenin Roma mahallesi olması ironiktir aslında. Kadınlar ve çocukların ikinci sınıf kabul edildiği Antik Roma dönemlerinden beri değişen bir şey olmadığını anlatır sanki filmin ismi.”

*Mustafa Everdi; Yeni başlangıçlara değindi:
“İnsanın ülkesinden soğuması, burada kalmasının hiçbir şeyi değiştiremeyeceği karamsarlığından doğar. Vatan anlamsız, kıstırılmış bir hayatı yaşamaya zorlayan bir kapana dönüşür bu insanlara. Boşunalık duygusu yaygın bir iklime kapı aralar. Hem bireysel hem toplumsal ümitsizlik sarar insanları.”

*Furkan Demir; Eski ve yeni arasında edebiyat ve toplumdaki değişimin peşine düştü:
“Canterbury Hikayeleri ve Don Quijote, Ortaçağ’ın köhnemiş kurumlarından şövalyeliği çeşitli yönleriyle eleştirirken oldukça mahirdir. Bu yergi, feodalizmden tüccar sınıfının öne çıkacağı merkantalizme adım atacak yeni dünyanın habercisidir.”

*Lütfi Bergen; Medine bağlamında şehrin ruhuna dokundu:
“Modern kentsel mekân formlarında yaşamayı daha da derinleştirme ve genişletme çabasıyla hareket eden Müslüman kitlelerin “erdemli toplum” inşa etme kaygısını giderek terk ettiği söylenebilecektir. Dolayısıyla halen yaşadığımız kentsel mekân formlarının insanları belirlediği hususu çok az kişi tarafından algılanabilmektedir.”

*Mehmet Özger; Eros’tan Fuzuli’ye ıstırabın izini sürdü:
“Aşk, bir terk etme sanatıdır. Kişi, kendi konforunu, hayat felsefesini, her şeyden önce benliğini terk etmelidir ki ötekinde var olabilsin. Kapitalist sistemde özne, çoğu zaman sadece “çıplak yaşam” adına köle olmaya razıdır.”

*Naman Bakaç; Cezaevleri ve roman üzerine kalem oynattı:
“Bireyin o mekânı girmesi gerekmez, bazen girmiş olanları anlamak, onlara değer vermek ve mağduriyetlerine bir nebze olsun merhem olmak için cezaevi üzerine yazılan eserleri okumak, onlara el atmak insani, ahlaki, vicdanı bir sorumluluğumuz olsa gerek? Zira romanlar da cezaevine düşer, insanoğlu gibi.”

*Ulus Çeliker; New Age dini akımlara göz attı:
“Yeni Dini Hareketler (YDH) “modernite” ye bir tepki olarak doğmasına rağmen aynı zamanda “modern” bir tepkidir. Modern krizleri yaşayanlar çözümü Doğu’da aramaya başlamışlar. Hinduizm ve Budizm çözüm olarak görülmüştür. Karma bir yapısı vardır. Ve insanları manevi buhrandan kurtarma iddiasındadır.”

*Arif Arcan ve Şevket Hüner; resimli yazılarına devam etti:
“Kafesinden kaçabilmeyi becerebilmiş bir dostum anlatmıştı. Kafes sahibi bir haminne çıkışmış bizimkine. ‘Sürekli öterek başımı ağrıtıyorsun. Artık sus biraz.’ Kuş uykusundan uyanır uyanmaz ötüşürüz biz. Hırçınız, asabiyiz. ‘Sal beni, sen de kurtul ben de’ demiş ama insanoğlu kuş dilin bilmez ki.”

*İlyas Sucu; Fransız Devrimi’ni analiz etti:
“19. yüzyılı ve yakın bir çağı başlatan olay olarak Fransız Devrimi, Taine’nin deyişiyle “Roma’nın düşüşünden sonra Avrupa tarihindeki en önemli hadise” ve aynı zamanda Batı tarihinin “ilk büyük ideolojik devrimi”dir.”

Önceki İçerik98. Yürüyüşünde Yolcu: “BAŞKASININ DERİNLİĞİ İLE OYNAMA!”
Sonraki İçerik100. Yürüyüşünde Yolcu: “BUNCA YOL ÇİĞNEDİLER ÇİÇEK ÇİĞNEMEDİLER”